1 Aralık 2012 Cumartesi

İSMET İNÖNÜ'NÜN YORUMUYLA KADIN ÖZGÜRLÜĞÜ "05. ARALIK. 1968"


"Seçim hakkı, seçilme hakkı, kadınların her türlü özgürlüğü olmalı derdim,
Dimitrina'da bu Avrupa'da yok ki Mustafa derdi, Türkiye'de nasıl olsun??
Yakında derdim Dimitrina, hem de çok yakında, kadınlar yeniden doğuracaklar kendilerini.... "
"Fikret Kızılok'un Bir Devrimcinin Güncesi albümünden bir şarkı.
 Nakarat olan Fransızca şiiri Türkçe'ye bizzat Atatürk çevirmiş ve sonlarda bahsedilen Dimitrina ise Atatürk'ün Sofya'daki sevgilisi, bir Bulgar generalinin kızı Dimitrina Koçareva olduğu söylenmekte."



Bu gün, birçok Avrupa ülkesinden önce, “Türk Kadını’na seçme ve seçilme hakkı” sağlanmasının ve kadın özgürlüğünün 78. Yılı.

5 Aralık 1934 günü dünyada kadınların yasal olarak milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu ülke sayısı 28, bu hakkın kullanıldığı ülke sayısı 17 idi. Kadınlar seçme/seçilme hakkına Fransa’da 1944, İtalya’da 1945, Yunanistan’da 1952, Belçika’da 1960 ve İsviçre’de 1971 yılında kavuştular...

Türk Kadınlar Birliği'nin 7 Aralık 1934 tarihinde İstanbul'da Türk kadınına milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınması dolayısıyla düzenlediği miting .




 5. ARALIK. 1934 tarihinden sonra Türk Kadını her alanda, çok büyük ilerleme kaydetmiş ve çağdaş kadın dünyası ile bütünleşerek Türkiye adına Ulusal ve Uluslar arası alanda büyük başarılar elde etmiştir.

Ancak bu gün geldiğimiz nokta maalesef üzüntü ve acı vericidir. İleriye değil, adeta ortaçağ ortamına geri dönülmesi teşvik edilmektedir.
                                                                Yıl 1968. 5 Aralık. Ne kadar yakın bir geçmiş değil mi ????


İşte o gün, Kadın Haklarının sağlanmasında ve uygulanmasında en az büyük Atatürk kadar emeği olan İsmet İnönü Türk Kadınlar Birliği'nin 17. kongresinde;

 "Pek sayın Bayan Sunay, Çok saygıdeğer dinleyiciler" diyerek başladığı konuşmasında:
“... kadının topluma girmesiyle, tekrar ediyorum, millet bütünlüğü sağlanmıştır. Asırların kapalı hayatı ve bunu sağlayan türlü baskılar kadınlarımızın yüksek kabiliyetlerini meydana çıkarmamıştır. ….” diyerek
kadınların baskı altında tutulmasının olumsuzluğunu çarpıcı bir dille vurgulamıştır.

 Kadınların haklarını almasının ve bunların korunmasının zorluklarını belirtmiş, geleceğe yönelik olası tehlikeleri de işaret etmiştir:

“… Kadın haklarının yerleştirilmesi daima nazik bir konu olmuştur. Asırların bir haksızlığını düzeltmek, özellikle erkeklerin iptidai iddialarını adalete yöneltmek kolay bir teşebbüs değildi. Daha zoru, kadınların mahkum edildikleri eksik yaratılış ithamı, asıl kadınlar tarafından savunuluyordu. Eski adetlere alışmış kadınların mukavemeti, uğradığımız güçlüklerin başındaydı.
Şimdi siz bunları, çok şükür biraz masal niteliğinde dinliyorsunuz. Karşımda bulunanların kafes ve peçeyi ömründe denememiş vatandaşlar olmaları bana geleceğin en sağlam teminatı görünüyor. Benim şaştığım böyle bir kadın toplumuna eski mahkumiyet adetlerini söyleyecek ve onları geri götürmek isteyecek genç kadınların çıkması gibi, inanılmaz irtica hareketlerine bu gün rastlanabilmesidir. Bunları söylüyorum: Bu size güvencimin bir delilidir. Ama aynı zamanda, toplum hayatında neler olabileceğinin bilinmesinin de bir lüzumlu uyarma teşkil ettiğine inanıyorum. …” demiş ve Aşağıdaki sözlerle konuşmasını bitirmiştir;

"Sayın üyeler, .... Türkiye Kadınlar Birliği'nin içerde ve dişardaki görevlerinde üstün bir ehliyetle, seçkin bir itibar içinde çalışması halis dileğimdir....”
 (İsmet İnönü'nün konuşmasının kendi el yazısı ile düzeltmeler yaptığı, orijinal metni ektedir)

Tüm çağdaş, yurtsever, aydın ve demokrat Türk Kadınları !!!!
İsmet İnönü’nün ekteki konuşmasından 44 yıl sonra bu gün, 5. Aralık. 2012 tarihinde geldiğimiz çağdışı noktaya bir dönüp bakmanızı ve tekrar tekrar düşünmenizi diliyorum. İsmet İnönü’nün işaret ettiği güvenceye rağmen,  aydın, çağdaş, yurtsever ve  Atatürk'çü, hayatında kafes ve peçe görmemiş büyük bir kitlenin gözü önünde “inanılmaz irtica” nasıl da dolu dizgin yol alıyor. 
Güvence olan bizler, artık ne yapmamız gerektiğini düşünmeli değil, gerekenleri hemen yapmalıyız.

Yoksa...........

Saygılarımla...

 Nuray Somer Bozbey
Türk Kadınlar Birliği Mersin Şubesi Kurucu Başkanı