6 Şubat 2013 Çarşamba

MACİDE TANIR'I UĞURLARKEN,


METE AKYOL VE TİYATRONUN CADISI
Yazar: NURAY SOMER BOZBEY | Tarih: 13/11/2010 | Saat: 20:50


Başkent TV’de pazartesi günleri saat 21.30 da yayınlanan, ünlü gazeteci Mete Akyol’un hazırlayıp sunduğu  “bilmek gerek” adlı yeni bir sohbet programı başladı.
Programda   Mete Akyol, ekrandan  küçük bir hastane servis masasından sesleniyor ve bunun nedenini açıkladığı  ilk cümleleri ile duygusal bir burukluk, toplumsal bir utanç  içinize işliyor.
O servis masası “Atatürk'çü, Cumhuriyet mahkumu” Mehmet Haberal’ın hücresindeki tek konforu olan masanın bir benzeri.

Bu küçücük masada Haberal, Uluslararası platformda etkin çalışmalarını organize etmiş,  ve  “Suçum ne???” kitabını yazmış, cenazesine katılamadığı babasını içi yanarak bu masaya kapanıp  akıttığı  gözyaşları ile uğurlamış son yolculuğuna….

Dünyaca ünlü ve saygın bir bilim adamının hücresindeki tek dekor olan bu masa diğer “Atatürk’çü, Cumhuriyet Mahkumları”nı da simgeliyor  ve Mete Akyol ülkenin yaşadığı bu travma geçene kadar izleyicilerine ekranlarda bu sembolik masadan sesleneceğini ısrarla vurguluyor...

Bu hafta programın konuğu saygın bir Cumhuriyet kadını, devlet sanatçısı Macide Tanır’dı.
Ağaçlar  ayakta ölür oyununun unutulmaz büyükannesi,  Kanlı düğün oyununun  acılı ama vakur annesi, yer demir  gök bakır filminin Meryemce’si, radyo tiyatrosu programlarının unutulmaz sesi, Şehnaz Tango dizisinin zarif annesi ve daha nice  oyunları  ile sanat tarihimize adını altın harflerle kazıtan  dev bir sanatçı. 

Dünyada, mesleğinde zirveye ulaşmış kadınlara verilen Adalaide Ristori ödülü sahibi   ve kendi söylemi ile “Tiyatro’nun cadısı”
Mete Akyol   söyleşiye “Nasılsınız ?”diye başladı.  Macide Tanır   gözleri dolarak cevapladı. “hiç iyi değilim,  nasıl  iyi olabilirim ki? Cumhuriyete ve Atatürk’e karşı yapılan haksız saldırıları gördükçe kahroluyorum,  yüreğim sızlıyor.”

Bu cevap karşısında yılların gazetecisi Mete Akyol gibi bizler de sadece gözlerimiz dolarak yutkunabildik…. 



 "SEVGİYLE, SAYGIYLA UĞURLUYORUZ....

   YILDIZLAR, NURLAR İÇİNDE UYUSUN...."