Kanal B TV’de 13 .11.2010 tarihli “Bilmek Gerek” programında
Bütün Dünya dergisi genel yayın yönetmeni ve Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın basın
sözcüsü, ünlü gazeteci Mete Akyol, programı önündeki bir hastane servis masasına yaslanarak şöyle
açıyordu :
"Bu masa, bildiğiniz gibi,
hastanelerde yemek saatlerinde hastanın yatağının başucuna getirilir ve gereken
alçaklık ve yükseklik ayarlamaları yapıldıktan sonra yemek kapları bu masanın
üzerine konur ve hasta yemeğini yer.
Bilmek gerek ki;
Tıp dünyasında çok önemli bir
yeri olan ve Türkiye'nin, gerçek anlamda
gururu bilim adamımız Prof. Dr. Mehmet
Haberal, bir buçuk yıldan fazla bir süredir, her gün ve her gece, odasında bu
masanın benzeri bir masada yemeklerini
yemektedir.
Ve...
Ayrıca bilimsel kitaplarını
okumaktadır, hakkındaki inanılmaz iddiaları çürütecek savunmalarını
yazmaktadır.
Hatta, aylardır gerekçesiz
olarak tutuklu bulundurulmasının nedenini soran, " Suçum Ne ? "
kitabını, bu masanın benzeri bir masada yazmıştır.
Hatta, 57 ülkeden 750 bilim
adamının katıldığı Dünya Yanık Derneği'nin Uluslararası 15'inci kongresini,
derneğin 50'inci yıl kutlama törenini İstanbul'da bu masada düzenlemiştir. Kongreye
katılan 750 yabancı bilim adamının Türkiye'yi yakından tanıyabilmesi için
İstanbul'un tarihi tüm yerlerini gezmelerini, görmelerini sağlamıştır..
Ve...
Son olarak da,"Onur
Üyeliği" ödülünü kazandığı Dünya Cerrahlar Birliği'nin, Washington DC .'deki
yıllık kongresine kendisi adına katılan kardeşi Prof. Dr. Ali Haberal'ın
elinden, ödülünü, hastanedeki odasında, işte bu masanın benzeri masasında almıştır.
Mete Akyol tarafından yayına hazırlanan ve Haberal'ın doğduğu Haçapit köyünden, Silivri'ye uzanan yaşam öyküsünün anlatıldığı "İŞTE HABERAL" kitabı Silivri'de.... |
Ve.....
Cenazesine bile katılmasına izin
verilmeyen merhum babasının ölüm haberinin getirdiği gözyaşlarını da, aynı
masaya yasladığı kollarının üzerine dökmüştür.
Bu masa, şimdi burada, daha fazla
uzamamasını dilediğimiz ve umduğumuz geçici bir "toplumsal bunalım"
dönemimizin zedelerini simgelemektedir.
Bu dönemden hepimiz kurtuluncaya
kadar konuğumu ve beni her hafta burada,
bu masayla göreceksiniz.
Bu masayı burada gördüğünüz
sürece bilin ki; ülkemiz, toplumsal bunalım döneminden hala kurtulamamıştır,
Ve...
aylardır gerekçesiz olarak tutuklu bulundurulan,
"içerde tutulan" kişi olarak benim can dostum, ulus olarak ulusal
gururumuz Prof. Dr.Mehmet Haberal ile
Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan adlarında simgeleşen gazeteci meslektaşlarım,
dörder duvar arasında hala, suçlarının ne olduğunu düşünmektedirler.
Bu gerçeği bilmek gerek...
Gerçeğin ne olduğunu bilmek,
hepimizin hakkıdır."
TARİH 5 AĞUSTOS 2013
Prof. Dr. Haberal, suçunun ne
olduğunu bile öğrenemeden ve yaklaşık 4.5 yıl, tutsak
edildikten sonra Silivri hapishanesi'nden tahliye edildi.
Dünya, Türkiye ve insanlık bu büyük tıp adamından bu süre boyunca mahrum
kaldı.
Bu bedeli kim ödeyecek ?
Nasıl ödeyecek ?
O'nun özgürlüğünü bekleyen bilim,
tıp ve hukuk çevreleri herhalde buna en
güzel cevabı önümüzdeki zaman dilimi
içinde verecekler, böyle acı olayların tekrar yaşanmasının önüne geçecekler ve “toplumsal
bunalım” dönemi sona erecektir.
Dileğimiz herkes için adalet
ve özgürlük…!