16 Ağustos 2013 Cuma

HABERAL VE ÖZGÜRLÜK...

               

Kanal B TV’de 13 .11.2010 tarihli “Bilmek Gerek” programında Bütün Dünya dergisi genel yayın yönetmeni ve Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın basın sözcüsü, ünlü gazeteci Mete Akyol, programı önündeki bir hastane servis masasına yaslanarak şöyle açıyordu  :
"Bu masa, bildiğiniz gibi, hastanelerde yemek saatlerinde hastanın yatağının başucuna getirilir ve gereken alçaklık ve yükseklik ayarlamaları yapıldıktan sonra yemek kapları bu masanın üzerine konur ve  hasta yemeğini yer.


Bilmek gerek ki;

Tıp dünyasında çok önemli bir yeri olan ve Türkiye'nin,  gerçek anlamda  gururu bilim adamımız Prof. Dr. Mehmet Haberal, bir buçuk yıldan fazla bir süredir, her gün ve her gece, odasında bu masanın  benzeri bir masada yemeklerini yemektedir.

Ve...

Ayrıca bilimsel kitaplarını okumaktadır, hakkındaki inanılmaz iddiaları çürütecek savunmalarını yazmaktadır.  

Hatta, aylardır gerekçesiz olarak tutuklu bulundurulmasının nedenini soran, " Suçum Ne ? " kitabını, bu masanın benzeri bir masada yazmıştır.

Hatta, 57 ülkeden 750 bilim adamının katıldığı Dünya Yanık Derneği'nin Uluslararası 15'inci kongresini, derneğin 50'inci yıl kutlama törenini İstanbul'da bu masada düzenlemiştir. Kongreye katılan 750 yabancı bilim adamının Türkiye'yi yakından tanıyabilmesi için İstanbul'un tarihi tüm yerlerini gezmelerini, görmelerini sağlamıştır..

 Ve...

Son olarak da,"Onur Üyeliği" ödülünü kazandığı Dünya Cerrahlar Birliği'nin, Washington DC .'deki yıllık kongresine kendisi adına katılan kardeşi Prof. Dr. Ali Haberal'ın elinden, ödülünü, hastanedeki odasında,  işte bu masanın benzeri masasında almıştır.

Mete Akyol tarafından  yayına hazırlanan ve Haberal'ın doğduğu Haçapit  köyünden, Silivri'ye uzanan yaşam öyküsünün anlatıldığı "İŞTE HABERAL" kitabı Silivri'de....

Ve.....
Cenazesine bile katılmasına izin verilmeyen merhum babasının ölüm haberinin getirdiği gözyaşlarını da, aynı masaya yasladığı kollarının üzerine dökmüştür.

Bu masa, şimdi burada, daha fazla uzamamasını dilediğimiz ve umduğumuz geçici bir "toplumsal bunalım" dönemimizin zedelerini simgelemektedir.
Bu dönemden hepimiz kurtuluncaya kadar  konuğumu ve beni her hafta burada, bu masayla göreceksiniz.
Bu masayı burada gördüğünüz sürece bilin ki; ülkemiz, toplumsal bunalım döneminden hala kurtulamamıştır,

Ve...

aylardır  gerekçesiz olarak tutuklu bulundurulan, "içerde tutulan" kişi olarak benim can dostum, ulus olarak ulusal gururumuz Prof. Dr.Mehmet Haberal  ile Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan adlarında simgeleşen gazeteci meslektaşlarım, dörder duvar arasında hala, suçlarının ne olduğunu düşünmektedirler.

Bu gerçeği bilmek gerek...
Gerçeğin ne olduğunu bilmek, hepimizin hakkıdır."

















TARİH 5 AĞUSTOS 2013

Prof. Dr. Haberal, suçunun ne olduğunu  bile  öğrenemeden ve  yaklaşık 4.5 yıl, tutsak edildikten sonra Silivri hapishanesi'nden tahliye edildi.
Dünya, Türkiye ve insanlık  bu büyük tıp adamından bu süre boyunca mahrum kaldı.
Bu  bedeli kim ödeyecek ? 
Nasıl ödeyecek ?
O'nun özgürlüğünü bekleyen bilim, tıp ve  hukuk çevreleri herhalde buna en güzel cevabı  önümüzdeki zaman dilimi içinde   verecekler,  böyle acı olayların tekrar  yaşanmasının önüne geçecekler ve “toplumsal bunalım” dönemi sona erecektir.

Dileğimiz herkes için adalet ve  özgürlük…!