diyerek ilk çocukluk yıllarını tanımlamış.....
Cemal Özgüven hocanın 1957 yılından beri en yakın arkadaşlarından birisi olan eşim Faruk Bozbey’in tanımıyla, günümüze kadar süregelen yaşamının hiçbir döneminde, mütevazı davranışlarından asla taviz vermeyen ve bu konuda etrafına da örnek olan Cemal Özgüven’in, okul yıllarındaki keyifli sohbetleri “muhabbet” olarak tanımlanır ve tadına doyum olmazmış, buna ben de defalarca tanık olmuştum. Evimize konuk olduğu zamanlarda, saatler süren sohbetine ben de doyamamış, neredeyse sabahlamıştık..
Kaleme aldığı “Osmanlı’dan
günümüze BİR AİLE” isimli kitabını okurken aynı “muhabbet” havasını yakalıyor
ve kitaptan kopamıyorsunuz.
Kitapta ailesinin ilgi çekici hikayesini aktarırken
okuyucuyu Cumhuriyet’in ilk yıllarına taşıyor...
“Aile", kökü eskiye
dayanmakla beraber, özellikle Tanzimat'tan bu yana Osmanlı kültürü ile
yetişmiş, ancak Cumhuriyet'i ve Cumhuriyet'in yerleştirmeye çalıştığı kültürü de
bizzat yaşayarak özümsemiş olan ilginç, eğitimli insanların ve
enteresan olayların bize sanki
bir sohbet ortamındaymış gibi anlatıldığı güzel bir
kitap olmuş.
Her ailede yaşanabilecek olan olaylar ve aile içi ilişkiler, o kadar akıcı ve
şeffaf anlatılmış ki, okurken yazarla beraber sanki o yıllara gidiyor gibi
oluyorsunuz..
Osmanlı döneminde
doğan, Osmanlı gibi büyüyen ancak
Cumhuriyet dönemine geçildikten sonra yaşam tarzları çok büyük değişikliğe uğrayan
insanlar, aile büyükleri, komşular, dostlar, politikacılar…
Kurtuluş savaşı
kahramanı, 2. Cumhurbaşkanı, Menderes
döneminde Kayseri'ye girmesine izin verilmeyen, muhalefet lideri İsmet İnönü ile aynı trende seyahat etmesi ve meşhur “ Himmet dede” olayına, genç bir delikanlı olarak bizzat tanıklık etmesi, “tarihi dev adam ” İsmet Paşa’yı yakından
görmesi ;
“ Serçe kuşu gibi ufacık bir adam !" ifadesi...
Ama, o " serçe kuşu ufacık adamın " İnönü'nün, bir aslan gibi gürlemesi…!
Anneannesini "anne", öz annesini ise "abla" olarak bilen, 15 yaşına kadar babasını
da hiç tanımayan minik Cemal'in gözünden yaşadıkları, ilgi çekici anılar ve o
anıların ve olayların yorumları, sosyal
ve siyasi olayların gözlemleri ve
günümüzden, geçmişe bakış…..
Sokakta “sinkaflı” bir küfür öğrenen ve manasını bilmese de evde
sık sık tekrarlayan küçük Cemal'in, yakın akrabası olan Bülent Ecevit
tarafından kibarca uyarılması…
Tarihe ışık tutan
çarpıcı hikayeler.
Yıllarca aynı
evde yaşadıkları, çok enteresan bir
kişiliğe sahip, musiki kültürü yüksek, duygulu ressam, tıp doktoru Dede'nin Osmanlı döneminde Çanakkale
Harbi, 1. Dünya Harbi, Suriye cephesi, İstiklal Harbi'nde Afyonkarahisar,
Dumlupınar ve Sakarya cephelerinde
doktor olarak geçen hayatı ve anıları…
Yazar'ın çok sevdiği,
hala da unutamadığı ve bugün bile rüyalarına giren dedesinin, İstiklal Harbi'nde görev alan,
Rum doktor İstavri bey ile ilgili anıları ve yorumları....
Pontus köylerindeki
şahsi gözlemleri, Türklerin ve silahlanan Rum köylülerin acıklı durumu…
Anadolu'da misyoner faaliyetler için yüzlercesi kurulan, ama günümüze kadar ancak 3-4 tanesi
faaliyette kalabilen, Amerikan okulları
ve birçok özellikleri ile, Üsküdar, İzmir ve Tarsus Amerikan Kolejlerinden “mahrumiyet
ve disiplin” bakımından çok farklı olan, dağ
başındaki kartal yuvası, Talas Amerikan
Koleji ile ilgili çarpıcı tespitler, değerlendirmeler, öğretmenler, okul ve
öğrencilik anıları..
15 yaşında tanıma fırsatı bulduğu “ babası" ile ilk karşılaşma…
Kendisini bırakıp
Amerika'ya yerleşen ve 60 yaşından sonra üniversite tahsili yapan annesi
ile tanışma ve Amerikan – Türk
toplum kültür analizleri…
Daha bir çoğunu sayamadığım tüm bu hikayeleri kitabında toplayan ve sanki bizimle “ muhabbet
eder" gibi, anlatan yazar, sevgili
Prof. Dr. Cemal Özgüven’i candan
kutluyorum..
Kalemine, duygularına ve yüreğine sağlık....