17 Ağustos 2014 Pazar

Osmanlı'dan günümüze, BİR AİLE

                         













Prof. Dr. Cemal Özgüven kitabının girişinde; 

“Kendimi hatırlamaya başladığım 1949-50 yıllarından, 1956 yılında ilkokulu bitirmeme kadar süren ilk çocukluğumu Çankırı’da, onun ardından Isparta ve Ankara’da yaşadım,  artık çok eskilerde kalan o yılları kaplayan sisler şimdi sanki yer yer dağılıyor, yanlarında büyüdüğüm insanlar, yakınları, ahbapları  ve dolayısı ile 1950’lerin Türkiye’si çok canlı manzaralar halinde zihnimde canlanıyor.”


diyerek ilk çocukluk yıllarını tanımlamış.....










 
Annem, Fahri ve Nazlı Ecevit, anneannem, Nezihe, dedem, ben ve Veysel
 
Sonrasında bırakıldığı katı bir disiplin yuvası ve mahrumiyet tepesi olan, Talas Amerikan Koleji, devamında daha özgür bir okul olan Tarsus Amerikan Koleji ve Mekteb-i Mülkiye-i şahane de ( Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi), 1968 yılında noktalanan öğrencilik eğitim yaşamı..

Cemal Özgüven hocanın 1957 yılından beri en yakın arkadaşlarından birisi olan eşim Faruk Bozbey’in tanımıyla,  günümüze  kadar  süregelen  yaşamının  hiçbir döneminde, mütevazı davranışlarından asla taviz vermeyen ve bu konuda etrafına da örnek olan  Cemal Özgüven’in, okul yıllarındaki keyifli sohbetleri “muhabbet” olarak  tanımlanır ve tadına doyum olmazmış, buna ben de defalarca tanık olmuştum.  Evimize  konuk olduğu zamanlarda, saatler süren sohbetine ben de  doyamamış, neredeyse sabahlamıştık..

Kaleme aldığı “Osmanlı’dan günümüze BİR AİLE” isimli kitabını okurken aynı “muhabbet” havasını yakalıyor ve kitaptan kopamıyorsunuz.
Kitapta  ailesinin ilgi çekici hikayesini aktarırken okuyucuyu  Cumhuriyet’in ilk yıllarına taşıyor...
“Aile", kökü eskiye dayanmakla beraber, özellikle Tanzimat'tan bu yana Osmanlı kültürü ile yetişmiş, ancak Cumhuriyet'i ve Cumhuriyet'in yerleştirmeye çalıştığı kültürü de bizzat yaşayarak  özümsemiş  olan ilginç, eğitimli insanların ve enteresan olayların   bize   sanki bir sohbet ortamındaymış gibi anlatıldığı    güzel bir kitap olmuş.
Her ailede  yaşanabilecek olan olaylar  ve aile içi ilişkiler, o kadar akıcı ve şeffaf  anlatılmış ki, okurken  yazarla beraber sanki o yıllara gidiyor  gibi oluyorsunuz..
Osmanlı döneminde doğan, Osmanlı  gibi büyüyen ancak Cumhuriyet dönemine geçildikten sonra yaşam tarzları çok büyük değişikliğe uğrayan insanlar, aile büyükleri, komşular, dostlar, politikacılar…
Kurtuluş savaşı kahramanı,  2. Cumhurbaşkanı,  Menderes döneminde Kayseri'ye girmesine izin verilmeyen,  muhalefet lideri  İsmet İnönü ile aynı trende seyahat etmesi ve  meşhur “ Himmet dede” olayına, genç bir delikanlı  olarak bizzat tanıklık etmesi,  “tarihi dev adam ” İsmet Paşa’yı yakından görmesi ;
 “ Serçe kuşu gibi ufacık bir adam !" ifadesi...
 Ama, o " serçe kuşu ufacık adamın " İnönü'nün,  bir aslan gibi gürlemesi…!

Anneannesini "anne", öz annesini ise "abla" olarak bilen, 15 yaşına kadar babasını da hiç  tanımayan minik  Cemal'in  gözünden yaşadıkları, ilgi çekici anılar ve o anıların ve olayların   yorumları, sosyal ve siyasi olayların  gözlemleri ve günümüzden, geçmişe bakış…..
Sokakta  “sinkaflı”  bir küfür öğrenen ve  manasını bilmese de  evde  sık sık tekrarlayan küçük Cemal'in, yakın akrabası olan Bülent Ecevit tarafından kibarca uyarılması…
Tarihe ışık tutan çarpıcı hikayeler.
Yıllarca   aynı evde yaşadıkları, çok enteresan  bir kişiliğe sahip, musiki kültürü yüksek,  duygulu ressam,  tıp doktoru Dede'nin Osmanlı döneminde Çanakkale Harbi, 1. Dünya Harbi, Suriye cephesi, İstiklal Harbi'nde Afyonkarahisar, Dumlupınar ve  Sakarya cephelerinde doktor olarak geçen  hayatı ve anıları… 





Yazar'ın  çok sevdiği, hala da unutamadığı ve bugün bile rüyalarına giren  dedesinin, İstiklal Harbi'nde  görev alan,  Rum doktor İstavri bey ile ilgili anıları ve  yorumları....
Pontus köylerindeki şahsi gözlemleri, Türklerin ve silahlanan   Rum köylülerin acıklı durumu… 
Anadolu'da  misyoner faaliyetler  için yüzlercesi  kurulan, ama günümüze kadar ancak 3-4 tanesi faaliyette kalabilen,  Amerikan okulları ve birçok özellikleri ile,  Üsküdar, İzmir  ve Tarsus Amerikan Kolejlerinden “mahrumiyet ve disiplin”  bakımından   çok  farklı olan,   dağ başındaki kartal yuvası,  Talas Amerikan Koleji ile ilgili çarpıcı tespitler, değerlendirmeler, öğretmenler, okul ve öğrencilik  anıları..
 15 yaşında tanıma fırsatı bulduğu “ babası" ile ilk karşılaşma…
Kendisini bırakıp Amerika'ya yerleşen ve 60 yaşından sonra üniversite tahsili yapan annesi ile  tanışma ve Amerikan – Türk toplum kültür analizleri…
Daha bir çoğunu  sayamadığım tüm bu   hikayeleri  kitabında toplayan ve sanki bizimle “ muhabbet eder" gibi, anlatan yazar, sevgili   Prof. Dr.  Cemal Özgüven’i candan kutluyorum..

Kalemine, duygularına ve yüreğine sağlık....